13 Ağustos 2010 Cuma

i have a message for u!

marlis,
senden başlıyorum. senden başlamamın bir sebebi bugünkü kutlama ve bu kutlamaya dahil olamayan şu gıcık istanbullu kızın henüz bir blog sahibi bile olmayışı.

senden başlamaya hiç bu kadar kararlı olmamıştım marlis.

tamam.

bundan sonra dizdize geçecek güzeller güzeli, kıymetli mi kıymetli 5 yılımızın sarılma kutlamasını yaptık ya bugün. o öyle değil de zaten bildiğimiz bir şeyin diplomasını almak gibi oldu sanırım.seninle kısık sesle pek çok şeye güleceğimiz, pek çok kızın ortak fikirlerimizce saçlarını çekiştirmek isteyeceğimiz, ve aynı kıvruşuk adamları uzun uzun keseceğimiz için ben.. Ben mutluyum. bunları düşündükçe o dediğim, hayalini kurduğum dediğim pek çok şeye daha rahat ihanet ediyorum. onları çok daha kolay sepetliyorum. sırtımı daha rahat dönüyorum.kafamın içine gömmüyorum da salıveriyorum.

saldıkça onları, rahatlıyorum. bir de sen varsın ya ipek, ben yaşayabileceğim bütün olumsuzlukları da gömmüyorum, salıveriyorum onları. sana güveniyorum. sen varsın ya diyorum, bir yanımda marlis var. "anlatırım, anlarsın" oluyor ozaman. güveniyorum. yaşayacaklarımızın ehemmiyetine.

güzel.

ve ipek,
senin ne bir blogun ne bir nick'in var. bir de koskoca, okyanuslara batasıca kocaman bir istanbul aşkın var. ondan nefret ediyorum. senden nefret etmiyorum. seni çok ama çok seviyorum.

  1. kızıyorum; gittin diye, gideceksin diye. bütün bu bağları da alıp gideceksin diye. masalarda 3 kişi oturamıyor oluşumuzun telafisi olmayacak. gideceksin diye, kızıyorum sana. Bil!.
  2. seviyorum seni; kader bile bu kadar senin yanındayken her şeyi de bırakıp burnunun dikine gidebilirsin, ben bunu istiyorum diyebilirsin diye. aşkın seni bulsun sen de onu bul diye adaklar adamaya gerek kalmadı. kendi dileğin bir bilgisayar tıktıkıyla kollarına düşüverdi ya. onu diyorum. oldu ve bitti. bundan sorna yaşayacağın herhangi bir şey seni üzemeyecek ya, onu seviyorum. seni seviyorum.
  3. çocukluk arkadaşım, eşşek kadar bi kız olduğunda ne yapmalıyım bilmiyorum. benim eşşek kadar olmam elimde değildi hani de, senin eşşek kadar kız oluşunu nasıl önleyemedim?. geç olduğunu bildiğim için bu sefer kendime kızıyorum.

bugün bir mektup yazılmalıydı. gönderilmesi ya da buruşturulup atılmasının ehemmiyeti yok da, bir mektup hiç fena olmazdı hani. yazıldı.

2 yorum:

  1. kendimi önce göklere çıkarılıp övülmüş sonra da yerin dibine batırılmış gibi hissettim.

    YanıtlaSil
  2. nasıl? niyeki? neden? ay sen neden öyle yaptın?

    YanıtlaSil